Çarşamba, Şubat 8

Adına da Derler Aşk.

Beyhudedir aşk adına verdiğin uğraşlar. Her seferinde elin boş dönersin, hepsinde ayrılığı tadarsın. Eh aptal ne diye kendini yorarsın? Kimse hak etmez candan sevilmeyi, kimse canından çok sevmez çünkü seni. Ay vazgeçtim bu kadar derinden anlatamayacak gibiyim şuan meseleyi. Ne bu kafiye olayı ya, içim şişti! Daha sığ konuşmak gerekirse; aşk meşk için boşuna yırtınıp durmayın canlarım çünkü hepsi illa ki bir gün b.ka saracak! Hatta daha da abartıp “en iyi erkek ölü erkektir” falan diyeceğim ama konu dışına çıkmak istemiyorum.

Nerde kalmıştık? Aşk bir sudur iç iç kudur gibi bir yerdeydik sanırım? Heh işte, bunlar içip içip kuduruyor sonrası böyle, üç verdin beş daha ver arsızlığı, g.tündeki dona bile karışırım yüzgözlüğü ( güneş gözlüğü, at gözlüğü falan hatta ), bu ilişki heyecanını kaybetti tatminkarsızlığı.. sazlığı..sözlüğü..

Sen daha en başında paylaşabileceğin ne varsa paylaş. Aldıkça al ehh verebildikçe ver.. Ortalık böyle bir cıvıklaşsın, el ense g.te parmak misali yüzgöz olun. Hayatım de, sebebimsin, maralımsın de, hatta daha da abart kocamsın erim erkeğimsin de. Sonra da “tırnağımdaki ojeye bile karışır oldu piç!” vay efendim ne haddine diye söylen. Yok öyle yağma! Sen adamın g.tünü daha ilk günden yellemeye başlarsan haliyle paşamda özgüven olur binbeşyüz. Adam senin hayatına turp suyu bile sıkar. ( turp suyu ne alakaysa? ) O saatten sonra nefes almak ve sıçmak dahil bütün her şeyine karışma yetki ve gücü onundur. Mızıldanmanın manası yok. Adama bu cesareti sen verdin, en tabii hakkıdır, kullanacak.. Ehh senin de elin armut toplamıyor diğğ mi?

İşte bu evre zaten başta çok sağlam kurulamamış saygı olgusunun iyice yitirildiği evredir. Bu aşama ilk etapta özgürlüğüne düşkün şahıslarda geri tepecek olsa da arada hatırı sayılır bir sevgi varsa çok geçmeden durum kabullenilir, kabullenilecektir. Karşılıklı olarak tarafların birbirlerine yerli yersiz müdahale etmeleri, kendilerine dair hiçbir özel alanın kalmamasına neden olur. Birbirlerinin hayatına yaptıkları etkiler zamanla misillemeye, ego tatminine, istismara dönüşür. Karşılıklı olarak birbirlerinin hayatına tecavüz ederler ve bu durum onlar için caiz hale gelir. Ve eşek ölüp ortaklık bitince bu kısım şu şekilde dillendirilecektir: “ben, hayatım boyunca kimsenin sözüne bu denli kulak asmamıştım elin piçi/yosması maymun etti bizi resmen. ahh benim salak kafam! değdi mi ha değdi mi?!”

+Arkadaşın x’e hiç kanım ısınmadı, onunla arkadaşlığını keseceksin. +Gece en geç saat onbirde eve dönmüş olacaksın. +Gece kulübü mü dedin? Bir git bakalım neler oluyor!!  Vs..vs.. Bu istekler ilişkinin boyutu ve yaşına göre daha da akıl almaz, gönül ferman dinlemez hale gelebilir, gelecektir.

Böyle böyle derken ne saygı kalır ne de ilk günkü sevgi.. Bu evre ilişkiyi ne hale getirdiğinizi görme ancak görmemezlikten gelme evresidir. Birbirinize dört bir yandan öyle sınırlar koymuşsunuzdur ki, nefes alamadıkça hırçınlaşır ve sorun çıkartırsınız. Yasakları ve kuralları tartışmaktan sevişmeye ( sevmenin işteş hali ) vaktiniz kalmaz. Sık sık ayrılığın eşiğine gelirsiniz. Verilen emeklerin, geçen zamanın, hissedilen duyguların hatırına kopan yerlere düğüm atarsınız. Ancak bir zamandan sonra hiçbir düğüm tutmaz olur.

Ortada su götürmez bir gerçek vardır. İlişki ve siz yeterince yorulmuşsunuzdur. Ve bir şeyler ( ?! ) artık bitmiştir. Bir daha da eskisi gibi olmayacaktır. Bu evre de kabullenme ve yolları ayırma evresidir. Bütün bir ilişki süreci boyunca hiçbir şeyin tam hakkını verememiş iki taraf çoğu zaman ayrılma evresini de beceremez. Eline yüzüne bulaştırır. Sakız gibi uzatır. Çirkinleşip insanlıktan çıkar..

Evet nolduuu? Senin “yalnızım dostlarım yalnızım yalnız” diye gezdiğin zamanlarda imrenerek izlediğin o çift çift çiftleşen çiftler ( ne diyorum ben ya? ) yalan oldu. Üç beş aya kalmaz birçoğu birbirinin adlarını bile hatırlamayacak. Güzel canını bu meseleler için üzmeye değmez anlıyorsun beni değil mi? Nereye gitsen durum budur çünkü. Çok nadir rastlarsın mutlu aşk hikayelerine. O da sana denk gelmedi gelmez.. Neyse bu yazımla sizlerin yarayan kananıza olmadı kanayan yaranıza, her neyse işte bir yerlerinize parmak basabilmek istedim. Esen kalın hoşça kalın canlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder