Cumartesi, Kasım 26

Sorduk mu? Vol.1

Geçenlerde saçma sapan bir sözlü tacize uğradım. Adamın biri “ heyt be ilik gibi! ” diye suratıma doğru böğürerek kendince iltifatta bulundu. Ama ben yapılan tacizden çok “ ilik ” kısmına takıldım. Dönüp “ hadi be ilikmiş, sensin ilik pis herif!! ” diyesim geldi zor tuttum. İlik ne ya sümük gibi!? Hayır, bir terbiyesizlik yapıyorsun bari adam gibi bir şey söyle de kendi kendime “ ben neymişim be hahayt! ” diye böbürleneyim öküz!

Bana kalırsa, her adım başında besmele çeken yaşlı teyzelerin toplatılması lazım. Zira kendileri bismillah yerine pismillahla olaya girdiklerinden bünyelerindeki yoğun tükürük salgısından çevrelerindeki insanlarda nasibini alıyor. P harfini mi yasaklasak yoksa? Her neyse işte..

Bazen aynada makyaj yaparken falan öyle bir tribe giriyorum ki, nasıl desem megalomanlığın ibrelerini zorluyorum. Hemen annemin sözü geliyor aklıma “ bir tane oldu ama iyi oldu, hakikatten güzel doğuruyorsun anne be! ” diyorum veriyorum gazı kendime. Arada sırada da ( sık sıkta olabilir ) kolumu bacağımı öperken buluyorum kendimi. Narsist olduğumu kim söyledi canım halla hallah?! Feyste kendi paylaştıklarımı layklamıyorum meselaaa!

Bir ara fena halde oda oyunlarına sarmıştım. Eminim biliyorsunuzdur, olay, kilitli kaldığın bir odada çeşitli yerlere saklanmış nesneleri ( bıçak, halat, anahtar, şifreler vs.. ) bulup uygun yerlerde kullanarak odadan çıkmaya çalışmaktan ibaret. Böyle ibaret falan dediğime bakmayın hee! Bazı oyunların başında saatlerimi harcadığımı bilirim. Çıkamadıkça kendi oturduğum yerde kilitli kalmış gibi hissettiğim ağlamama ramak kalan zamanlar olmuştur. Sonradan onlarında hileleri çıktı, nasıl bitirileceği orada burada yayınlanmaya başladı. Sen saatlerce beyin hücrelerine zulmettiğine yan!!

Bilirsiniz sık sık kurulan klasikleşmiş cümleler vardır. Onların en ünlülerinden biride, kız kişisi için “ ben erkek olsam varyaa.. ” , erkek kişisi için “ ben kız olsam varyaaa.. ” ile başlayan cümledir. Hayır, ne sanıyor insanlar anlamıyorum ki? Tamam, elini sallasan pezevenk, elini sallasan sürtük, haliyle insanlar özeniyor da, bu piyasayı daha da canlandırmanın alemi yok yani! Sen bi’git insan ol önce diğğmi ama!? Laf sırası gelmişken, ben erkek olsam varya kesin sapık olurdum. Zira şu halimle, güzel bir kız görsem yakışıklı bir erkeği incelediğimden daha fazla inceliyorum. Peşine takılıp uzun uzun izlediğim kızlarda olmuştur, erkek arkadaşımı ( öyle bir şeyim mi var benim ya? ) “ off hayatım hatunun bacaklara bak sütun gibi hay maşallah! ” deyip kıza doğru çekiştirdiğimde.. Bu konuda yapılacak bir şeyde yok zaten, estetik değilsiniz beyler kabul edin. Göze hitap edeniniz sayılıdır.

Böyle daldan dala oldu ama elden bir şey gelmez. Gecenin bu saati demedi yine otomatiğe bağladı beynim, tam anlamıyla fikir uçuşması yaşanıyor. Yazmasam kendi kendime konuşuyorum, bari yazayım dedim..

Çarşamba, Kasım 16

Orospuysan Söyle?

Bu sözcük cümle âlemin ağzında besmele olduğu için bende bol orospulu bir yazı yazmak istedim. Bahsetmeden de geçemeyeceğim, ben bu kıçı kırık bloğu açmadan yıllar önce blog âleminin dört yanına parmak atarken farkettiğim ve halada çok severek okuduğum Siminya’nın ahanda şu yazısı, bu yazımın abisi oluyor.
Sevgilisiyle beraber yaşıyormuş. OROSPU.
Gece yarısından sonra sokakta yalnızca orospularla ayyaşlar kalır. OROSPU musun?
Bir karış etekle çıkmış dışarı. OROSPU gibi.
Orasına burasına dövme yaptırmış, aklı fikri dikkat çekmek. OROSPU.
Dün gece yine bir arabaya binip gitti. Kesin OROSPUluk yapıyor.
Kocasından ayrıldığı gibi ortamlara geri dönmüş. OROSPU.
Kız arkadaşından çok erkek arkadaşı var. N’olacak işte OROSPU.
Annesi pavyonda çalışıyormuş. Oda biraz büyüsün annesi gibi OROSPU olur.
Zamanında hayatım diyordum ona, ayrıldık. Zaten OROSPUnun tekiydi.
Eski sevgilisi zengindi, tabi iyisine geliyordu onla olmak. Bize selam bile vermiyor. OROSPU.
Kısacası kadın mısın? Ehh bir şekilde OROSPUsun.

Ben ki parasını günde bilmem kaç erkeğin altına yatıp keyiflerini denk ederek kazanan, yaptığı iş de bu pis isimle adlandırılan kadınlara dahi OROSPU diyemezken, tanıdık tanımadık herkese bu adı yakıştıranlar, GERÇEK OROSPUluk sizin beyinlerinizde, kalplerinizde olmasın?!

Cumartesi, Kasım 12

Çok Güzel Uyurum Bildiğin Gibi Değil!

İsviçreli bilim adamlarının yapmış olduğu bir araştırmaya göre, en çok araştırma yapanların İsviçreli bilim adamları olduğu ortaya çıkmıştır. Lakin ki bunun konumuzla bir alakası yok.

Evet, İsviçreli (aramızda memleketin lafı olmaz lütfen..) bilim adamları günlerden bir gün yine bir araştırma gerçekleştirmiş ve insanoğlunun, hayatının 1/3 ' ünü uykuda geçirdiğini saptamışlar. Aferin onlara! Amma velâkin yapılan bu genelleme bana fazlasıyla boş geldi. Bunun için yüzlerce insanın uyku düzenleri hakkında veri sağlamaya çalışacaklarına, günde 8 saat uykunun erişkinler için ideal olduğu gerçeği ile yola çıkarak bu sonuca varabilirlerdi. 8/24 = 1/3 yapar, Milliyetçi Hareket Partisinin.. neyse konuyu dağıtmayalım..

Sen gel birde bana sor o 8 saatlik ideal uyku şeysini.. Bana göre bu işin idealmiş, vasatmış gibi standardını belirleyen bizzat benim keyfimdir! Ben bir günü bir gününe uymayan, ayarsızenerji.com bir şahsiyet olduğumdan mütevellit; 8 saatten aşağı olmaz valla darılırım, 9 saat olmuş kalk miskin kalk yapamam, her gün kendimi bu kronometrus vakası ile yoramam..

Depresyonumun debdebeli, depreşikli (beni eşekler depmiş.) dönemlerinde -ki genelde depreşiktir- uykuya uyku demem, ne derim bende bilmiyorum.. 16 saat aralıksız (endişelenme idrar torbama kastım yok, tuvalete kalktım.) uyuyabiliyorum, yaptım oluyor.. Adeta yatağımla, yastıklarımla sevişiyor, bir bütün oluyoruz. Birde manik dönemlerim var; siz insanlar ne dersiniz? Imm.. "uyku baldan tatlıdır" vallahi tadına bakmak aklıma dahi gelmiyor. Sıfır uykuyla bütün gün şeytanlılar gibi dolanıyorum. İki gün üst üste sıfırı görürsem algılama, vergileme kalmıyor, salak oluyorum. Vergileme demişken şu okulda bir bitse artık fena olmayacak. Ne anlatıyordum ben ya?! Neyse saat epey olmuş, uykumda gelmiş, hoş gelmiş..

Çarşamba, Kasım 2

Yel Değirmenlerine Karşı Don Kişot Muyum?

Bir hüsran daha mı? Yok yok ne tahammülüm ne gücüm kaldı.
Birisinin bunları demesi için bir dünya insanı hayatına almış ve beraberinde
ağzının payını da almış olmasına gerek yok. Şöyle esaslısından bir iki bozguna
uğradınızmı tamamdır feleğiniz şaşar. Sadece özel hayatla alakalı değil, ikili
ilişkilerin tümünde durum böyledir. Sütten diliniz yandıktan sonra yoğurdu
üfleseniz de yiyemez hale gelirsiniz boğazınızda kalır. “Seninki de dert mi be,
yoğurt yiyemiyormuş bize ne halla hallah!” demeyin yoğurt önemlidir yani,
vallahi bak!? Neyse cıvıtmayalım..

Hayatınız cebren ve hile ile kuşatılıp talan edildikten
sonra şöyle siner ve bir vakit beklersiniz artçı sarsıntıları. Artçılar mutlaka
olacaktır, olur. Yıkıntıların bittiğine inandığınız an doğrulursunuz yavaşça ve
hırpalanmış yerlerinizi bir bir tamir etmeye, iyileştirmeye başlarsınız. Hasar
büyüktür, aldığınız yaraları sararken ağlarsınız yer yer ya kapanmazsa bunlar,
ya eskisi gibi olmazsa diye. Olmayacak tabi kimler kandırıyor seni kuzum?! Ama zamanla geçer diyorlar? Sende buna inandın öyle mi!?

Gerçekten zamanla eskisi gibi olmasa da bazı şeyler yoluna
girer, yaralar kabuk bağlar, yıkılanlar eğri büğrü de olsa yerine koyulur. Kendi
sokaklarımızda dolaşır iyi iş çıkardığımız, hayatı tekrar sıkı sıkıya
kavradığımız için kendimizi tebrik ederiz. Lakin bir şey yoktur, yok olmuştur belki
de hiç var olmamıştır da neyse işte nasıl desem şey gibi “sıcaklık”.. Böyle bir
nefes gibi, ılık ılık.. Sokaklarımız ıssızdır, bizse yalnız..

Zamanla tekrardan birileri fark eder ıssız sokaklarınızın
güzelliklerini. Boyası dökülmüş, çatlamış duvarlarınızı aşmak isterler hayatınıza
dahil olmak.. O kırık dökük duvarlar zırh olur size yapamazsınız. Niye yapamadığınızı
sorar çevrenizdekiler. Sizde sorarsınız tabi kendi kendinize. Niye!? Korkuyorum
sanırım? Kötünün kötüsü günler yaşadım neyin korkusu bu? Besbelli ki korku
değil bu hissiyat. Yorulduğunuzu, inancınızı yitirdiğinizi sonra sonra anlarsınız.
Bir defa daha gönül rahatlığı ile hayatınızı başkalarının avuçlarına bırakıp,
şekillenmesini izleyemezsiniz, yok, olmaz. İnanamazsınız yalnızlığınızı
kalabalıklaştıracağına, güvenemezsiniz bir harabeden var ettiğiniz hayatınıza sahip çıkacağına.. Bir sarsıntıdan daha sağ çıkamayacağınızı bilir ve yapamazsınız.
Kendini, bilhassa da ruhunu ıssız sokaklarına hapsetmiş eksik
hayatların şerefine İ. İrem’de bir şeyler karalamış, evet İlhancım söz sende!

Sesleriniz cılızlaştı dostlar, yankılanmıyor,
Yollarımız gitgide uzaklaşıyor,
Mavi kubbeli bir odada, koro halinde,
Bağırıp durmayın yeter, 'daha çok ver' diye.
Veremem veremem veremem veremem!
Bir kalbim kaldı.
Veremem veremem veremem veremem!
Onu aşk aldı.
Veremem veremem veremem veremem!
Adresim saklı.
Veremem veremem.
Gelmediğiniz orası kaldı !
Yel değirmenlerine karşı don kişot muyum?
Uçuyorum durmadan ben pilot muyum?
Yel değirmenlerine karşı don kişot muyum?
Dilimde hep aynı şarkı,
İdiot muyum?
Seyretmesi keyifliydi dostlar, uzaktan sizi,
Üç perdelik komedi, oyunlar bitti.
Ne alkışlayın ne de ağlayın kapandı perde,
Ne anladıysanız onu düşünün sadece.
Veremem veremem veremem veremem!
Bir kalbim kaldı..