Hayat devam ediyor aynı bilindik haliyle, sürekli tekrar eden eylemler silsilesinin oluşturduğu bir kısır döngü misali..
Soran eden olursa hiç düşünmeden “ iyiyim valla n’olsun. ” diyoruz. “İyiyim mi? N’olsun mu? Daha ne olsun ki aptal, gülmeyi unutmuşsun! O dudaklarındaki emanet tebessüm niye, kime?!” demiyoruz tabi iç sesi de susturmuşuz, iyi iyi güzel..
Arada da kendi kendimizi yokluyoruz “nasılım? iyiyim, hoşum..da sanki bir şey eksik gibi?? yok yea neyim eksik her şeyim tastamam, hımhım evet..”
Korkuları, yalanları, unutmak istenilenleri bir bir belleğimizin en ücra köşelerine gömüyoruz. Bir sürü mezar.. E tabi yine -mış gibi yapmaya devam..
Günlerden bir gün, bir ses yahut bir koku, bir an işte öyle bir an ki hortlatıyor bütün diri diri gömdüklerimizi, bozuyor oyunumuzu. Ağlıyoruz da sanki, evet evet ağlıyoruz.. Ama hani iyiydik, hani üzülmek,ağlamak yoktu artık?? Bir anlığına oyun oynamayı bırakıp kalıyoruz öylece.. Bir şarkının sözleri geliyor aklımıza “ gözyaşlarımızı bitti mi sandın? ” . Bitmediğinin ve bitmeyeceğinin bilmem kaçıncı kez daha farkına varıyoruz. Sonra mı? Sonra susuyoruz. Yine bildiğimiz senaryo -mışmış da muşmuş gibi. Devam..