Pazartesi, Ocak 2

Biraz Sinirlendim O Kadar!

2012 geldi canlarım. Bu durum size kutlu oldu mu bilemeyeceğim ama bana hiçbir b.k olmadığı kesin. Galiba şu sıralar biraz agresifim. Dolayısıyla yazı bol küfürlü olabilir “ ayol ben gelemem öyle şeye! ” diyorsan peşin peşin söylüyorum, devam etme okumaya.

Sosyal medyaya şöyle bir göz gezdirdim bir Allahın kulu da “ valla oturdum çerez yiyor, televizyon izliyorum. ” dememiş. Neden desin ama değil mi? Bu durumlar prestij meselesi. Evde pinekliyorsan bile belli etmeyeceksin, ortaya da bir iki asparagas attınmı “ bilmem nerelerde deliler gibi eğleniyoruz. ” diye tamamdır. Sende benden “bi’s.ktir  git! ” kazandın demektir. Unutma, bir ara uğra da al.

Herkes eğlencenin dibine vurmuş. Gebermişler eğlenmekten(?!) o derece yani. Hemen hemen hepsine lügatimin yettiğince sövdüm. Yine olsun, yine söverim. Bunun, yılbaşı gecesini yaklaşan finallerime çalışarak ve kös kös oturarak geçirmemle de bir alakası yok, içimden geldi hakikatten. ( hıhı kesin öyledir diyorsan sende bi’s.ktir git! )

Tamamı ile israftan ibaret bir gece. Her şeyden çok çok harcanıyor. İnsanlar bu gece ciddi anlamda manik. Çok zenginmiş gibi para harcıyorlar, çok mutluymuş gibi gülüyor, çok eğleniyormuş gibi dans ediyorlar, çok iyi içiyormuş gibi içiyorlar, çok seviyormuş gibi sarılıyorlar, çok istiyormuş gibi sevişiyorlar.. 3-5 saat için harcanan yüklü meblağlara, yalandan atılan onca kahkahaya, kusulan bir ton içkiye, boşa sarf edilen sevgi sözcüklerine, duygudan yoksun vücut yorgunluklarına yazık. Bunların hepsi çok fazla..

Benim yılbaşımda ise her şey çok azdı. Hatta yoktu. Oturdum biraz ekonomi çalıştım, sonra televizyona baktım, baktım, baktım. Sonra bıktım yattım. Alkol bile almadım o denli bir bezmişlik vardı üstümde. Güzel bir kırmızı şarap bulmak için uğraş, yanına en az iki çeşit peynir seç. Sonra ye, iç, sız. Gece susadığın için iki üç kez su içmeye kalk. Bir o kadar da tuvalete kalk. Sabah baş ağrısı çek. Zor geldi. Birkaç kişiden de davet aldım. Ama evde oturup içki içmek bile zor gelmişken kıyafettir, saçtır, makyajdır, mekandır, odur, budur çekebilir miydim sizce? Bence de.. Maddi boyutuna zaten girmiyorum.

Telefonum bir yahut iki kez çaldı ya da çalmadı. ( çalmadı. ) Aslında bu bir açıdan sevindiriciydi. Laf olsun diye atılan, “ bedava sms’lerin gücü adına! ” sloganlı toplu mesajlardan hiç almadım. Zira ekstradan sövdüreceklerdi beni. “ Seni seviyorum maralım gel yanıma, beraber geçirelim yılbaşını. ” diyen biri ( ikisi, üçü, dördü.. ) “ hayır, gelemem. ” dediğim için “sevişmeden uyumayalım ” şarkısını başka bir kıza armağan edeceğini söyledi. “ Kolay gelsin. ” dedim. En acısı ise sabah uyandığımda yine aynı Derya idim. Fas fakir (?!) ve yalnız. ( yaptığım demagojiden benim bile midem bulandı. ) “Biletine ne çıktı? ” diye soranlara da güzel bir cevabım var, burada söyleyemeyeceğim. Siz hayal edin. Hepiniz esen kalın, cingıl cingıl kalın, hoşça kalın..

Btw: 2011, hayatımın en lanet yılıydın. Tek mutluluğum senin öyle ya da böyle bitmiş olman. Nıhahah!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder